Kitap Adı: ŞEYTANIN HATIRASI
Yazar: Fulya GÜMÜŞPALA
Tür: Dram
Yayıncı: Destek Yayınları
Sayfa: 352
“Ruhun acısı bu derece sarsıcı bir fiziksel acıya sebep olabilir miydi? Öyle ki tüm organları ateş almış gibi sarsılıyor, kendisine ne kadar hâkim olmaya çalışsa da istemsiz bir şekilde tir tir titriyordu. Karanlık, acı ve umutsuzluk... Ölüm... Tüm bu acılardan, umutsuzluktan ve ona, bak göreceksin daha neler gelecek başına der gibi gözdağı verir bir edayla parmağını sallayan buz gibi geleceğinden kurtuluş... Huzura kavuşması çok uzun sürer miydi? Ölümün sıcak kavrayışına kavuşmadan önce şu anda çektiklerinden daha büyük acılar yaşaması mümkün müydü? Hiç sanmıyordu.” Ölümü kurtuluş olarak görmeye yakışmayacak kadar genç, nahif ve savunmasız bir kız... Ancak bir ejderhanın ağzına yaraşacak alevlerle, yıllar boyu içinde büyüttüğü intikamını bir genç kızın saf varlığını kavurarak almaya yemin etmiş genç bir subay... Egoizmin doruğunda kendi bedensel doyumu ve çıkarları dışında hiçbir şeye değer vermeyen, buz tutmuş kalbi dillere destan güzelliğini dahi gölgeleyen bir karadul... “Şeytanın Hatırası” umutsuzluğun, acının ve garezin, Yaradan’ın o mucizevi dokunuşuyla yaşama, affedişe ve umuda dönüşmesinin romanıdır. Büyük resmi görüp güneşi gören ayçiçekleri misali yüzlerini umuttan yana çevirenlerin, kalplerinde her şeye rağmen affediş pınarının tatlı huzurunu bulabilenlerin romanıdır. Çünkü umut varsa hayat vardır.
Beni benden alan bir kitaba yorum yaparken hep zorlanıyorum. Ya yazdıklarım kitabı anlatmaya yetmezse korkusu oluyor. Şeytanın Hatırası çok etkiledi beni. Yaşanmış öykülere ayrı bir ilgim var. Bu hikayenin gerçek olduğunu kabul etmek istemedim ama bu hayatta daha beterlerini de gördük, duyduk.
Kitap Erkin'in bir intikam için Serap'ın hayatına girmesiyle başlıyor. 18 yaşına girmek üzere olan Serap, kiracıları olan Erkin'den çok etkilenir. Kısa sürede aralarında bir ilişki başlar ama bu ilişki intikam amacıyla başlamıştır. Erkin subaydır ve çok yakışıklıdır. Bu yüzden Serap'a ulaşmak çok zor olmamıştır. Kısa sürede istediğini elde eder.
Serap, Erkin'e aşık olur ve ne isterse yapmaya hazırdır. Masum duygularının hayatını karartacağından habersiz rüyadadır. Ama güzel günler uzun sürmez Erkin istediğini elde edince gerçek yüzünü gösterir. Genç kız için hayat artık zindan olmuştur. Erkin, Serap ile kedi gibi oynar ve işi bitince intikamını almış olmanın verdiği mutlulukla İskenderun'dan ayrılır. Fakat mazlumun ahı yerde kalmaz diye boşuna söylememiş atalarımız. Erkin'den çıkar Serap'ın ahı aheste aheste.
Kitabı nasıl anlatsam bilmiyorum içeriğinden çok bahsetmek istemiyorum. Zaten kitabı elinize alınca olayların akışından nasıl bittiğini anlayamayacaksınız. Ciddi anlamda çok beğendim kitabı. Hikaye başlı başına güzel ama asıl güzel olan yazarın kalemi. İyi yazamasaydı güzelim hikaye heba olurdu. Bu konuda yazara da hakkını vermek lazım çok iyi yazmış.
Çevrenizde genç kız varsa bu kitabı mutlaka okutun. Kesinlikle ders çıkaracaklardır. Hayatın toz pembe olmadığını görmelerini sağlamak için çok faydalı. Kitapta en çok sevdiğim kısım ise her bölümde yazarın özlü sözlerden yazmış olması. Hepsi bölümlerle o kadar güzel uyum sağlamış ki hayran kaldım. Bu sözlerden bir kaçını da alıntı olarak sizlere paylaşacağım.
KİTAP ALINTILARI
- "Farkında olmadan yetimhane yıllarına gitti ve pazar günleri evlat edinmek için çocuk seçmeye gelen ailelere görünmek üzere diğer çocuklarla birlikte sıraya girişini hatırladı. Gelen anne babaların pek azı orta halli olurdu. Genellikle lüks arabalı, pırıl pırıl, şık giyimli zengin insanlar gelirdi onların yetimhanesine. Küçük çocuklar teyzeler tarafından giydirilirdi. Erkin gibi kendi kendine giyinebilecek yaşta olanlar ise akıllarınca en güzel olan giysiyi seçer ve bahçeye koşarak, beğenilme umuduyla yan yana dizilirlerdi. Seçici kişi genellikle anne olurdu. Her seferinde gözüne bakardı küçük Erkin o kadınların. Benim önümde dursa, benim başıma okşasa, benim adıma sorsa diye kaç defa dua ettiğini hatırlamıyordu bile."
- "Bazı günler vardır ki insan seksen yaşına da gelse tek bir anını bile unutmaz. Hayatının dönüm noktasıdır çünkü. En güzel günlerinde de, en kötü günlerinde de geçmişten ansızın gelerek, yaşanan günü etkileyen hatıralardır bunlar. Hatırlananlar tatlı anılarsa günü daha da anlamlı ve güzel kılar. Ancak ruhu taciz eden, acıtan türden hatıralarsa en mutlu günü bile gölgelemek için seneler sonrasında tekrar sizi incitmek üzere çıkarlar ceset torbalarından. Halbuki onları çoktan unuttuğunuzu, geçmişinizin derin, kapkara topraklarının altına gömdüğünüzü düşünmüşsünüzdür. Bir daha canınızı yakamayacağına inandırmışsınızdır kendinizi. Lakin hayat karatan anılar çok inatçıdır. Ne kolay kolay unutulabilir, silinebilir ne de bir daha yüzeye çıkıp karşınıza dikilmeyeceklerinden emin olabilirsiniz.
- "Hoşumuza giden yalanları avuç avuç yutarız da, acı gerçekleri yudum yudum içeriz." Diderot
-"Hakk'ın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine, teslim ol. Bırak hayat sana rağmen değil, seninle beraber aksın. Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatının altının üstünden daha iyi olmayacağını?" Şems-i Tebrizi (Bu benim en sevdiğim sözdür.)
PUANIM: 5/5
Şeytanın hatırasını daha önce biriki arkadaşım daha önermişti simdi yorumunu da okuyunca okumaya karar verdim. Teşekkürler :-)
YanıtlaSilÇok güzel kitaptı okumalısınız =)
Silçok guzel kıtaba benziyo ama kazanamadıkkı okuyalım
YanıtlaSilçok guzel kıtap
YanıtlaSilharika bir kitap
YanıtlaSilharika otesi bir kitap
YanıtlaSilmerak edıyom bu kıtabı
YanıtlaSilÇok merak ettiğim bir kitap. Yazarın diğer kitabınıda merak ediyorum. Umarım en kısa zamanda okurum :)
YanıtlaSilGüzel kitaba benziyor okumam lazım.
YanıtlaSil