Dijital Kraliçe Blog Tur kapsamında yaptığımız ilk tur kitabımız Kirli Beyaz kitabının yazarı Yeşim Demir ile röportaj yaptık. Biz çok keyif aldık. Umarım sizde keyifle okursunuz! =)
Öncelikle kendinizi tanıtır mısınız?
Dilara ve Melissa'nın annesiyim. Öncelikli kimliğim bu.
"Anne olmak" bu hayatta bana sunulmuş en büyük değer. İçinde
çocuk büyütebilme özelliği neden kadınlara verilmiş diye düşünürsek; doğuran,
üreten kadın hayatın denge merkezidir.
İngiltere'de turizm ve seyahat yönetimi okudum ve uzun yıllar
kongre- incentive turizmi ile uğraştım. Yaklaşık 16 senedir de medya ve reklam
sektöründeyim.
Turizm
ve medya sektörü birbirinden çok farklı, geçişiniz nasıl oldu?
Güzel bir soru. Hatırladıkça beni de gülümsetir hikayesi…
Yıllarca çeşitli televizyon programlarına turizmci olarak konuk oldum. Birçok
önemli markanın motivasyon toplantılarını ve gezilerini organize ettim. Bunu
yakınen bilen bir televizyon yöneticisi arkadaşım bana program önerdi. İlk
televizyon tecrübem damdan düşer gibi yapımcılıkla başladı. Gecenin birinde
yayınlanan 50 dakikalık bir bilişim programıyla… Hayatımın en meşakkatli ancak
bir o kadar da keyifli dönemi oldu. 1 sene sonra başka bir haber kanalından gelen
teklifle kopamadığım bir sektörün derinliklerinde buldum kendimi.
Bu roman nasıl doğdu?
Ünlü
bir oyuncu arkadaşımın televizyon programını kitaplaştırma fikrimiz vardı.
Konuyu sevgili Yelda Cumalıoğlu’na açtım. “Tabi, neden olmasın, biz yeni ve
farklı fikirleri okuyucu ile cesaretle buluşturduğumuz için başarıyı yakaladık”
dedi… Sonra da “sen neden roman yazmıyorsun, çok renkli bir insansın. Roman
yazmayı hiç düşündün mü?” dedi…
İçimdeki
parlayan ışığın tüm bedenime yayıldığını hissedebiliyordum. Gözlerim kocaman,
ağzım açık Yelda’nın o güzel gözlerine bakıyordum. En çok şaşkımlığım da,
Yelda’nın benim içimde yanıp tutuşan yazma aşkını görebilmesi oldu. Evet, şaka
gibi değil mi? İnsanlar Destek Yayınlarından kitapları çıksın diye büyük
uğraşlar verirken ben gökten küt diye bu romanın içine düşmüştüm.
On
gün sonra roman kurgusu için toplandığımızda; hem kurguyu oluşturmuş, hem de
ilk bölümü yazmıştım… Destek yayınlarının tecrübesi, benim televizyonculuktan
edindiğim kurgu becerisi, reklamcılıktan geliştirdiğim yaratıcı bakış açısı ve
akıcı yazımım birleşince ortaya güzel bir hikaye çıktı. Ayrıca bu romanı
yazarken, hayatımdaki boşluklar bir bir kapanmaya başlamıştı. Aynen hamile bir
annenin karnındaki çocuğun ilk tekmelerini hissetmesi gibi.. Yaklaşık dokuz ay
sonra da üçüncü çocuğum Kirli Beyaz kucağıma doğmuştu…
Bir
kadın düşünün; yıllarca çalışmış, çırpınmış, kızlarını okutmak için yeri gelmiş
iki farklı işte aynı anda çalışmış. Birgün gelmiş, işleri bıçak gibi kesilmiş.
İçindeki karamsar sesi dinlemese de zaman zaman umutsuzluğa kapılmış…
Kitabın son sayfası beni özetliyor
aslında…
“Hayatı
okumak için yazmak gerek!”
Bitirdim
işte! Başardım…
Tam
da dibe vurdum dediğim anda bu kitap içimdeki isyanı, korkuyu, olumsuzlukları,
çılgınlığı, çığlığı kelimelere döküp vücudumdan dışarı fırlattı ve beni çıplak
bıraktı. Şimdi kendimi harika hissediyorum. Yazmak müthiş bir terapi…
İyileştiriyor… Temizleniyorsunuz… Böylece içinizde güzel şeylere yer açılıyor.
Gelecek planlarınız içerisinde yeni
bir roman var mı?
Yazmaya
devam… Ancak bu yazılanların, emeğin, çabanın bir değerler zinciri ile
örtüştürülmesi gerekir. Bu bağlamda, kirli beyaz kadınlara el uzatacak bir
platform oluşturma çabası içerisindeyim. Eğer çaba varsa, hedef kaçınılmaz
olacaktır.
Teşekkür
ederim.
Yeşim Hanım ile tanıştığımıza memnun oldum. Başarılarının devamını dilerim. :)
YanıtlaSil