19 Mart 2016 Cumartesi

KİTAP YORUMU: PİNOKYO'NUN RÜYASI - SELVİ ATICI


Kitap Adı: PİNOKYO'NUN RÜYASI
Yazar: Selvi ATICI
Tür: Aşk
Yayıncı: Nemesis Yayınları
Sayfa: 424

  Gecenin karanlığı üzerine en derin koyuluğuyla çöktüğünde Gazel, bir binanın en üst katındaydı. Ve o binadan canlı çıkması imkânsızdı. Hayatta tek bir kez bile olsa, geleceğiyle ilgili bir kararı kendisi verebilmek istedi. Nasıl öleceğini seçebilmek istedi. Onu kovalayan adamlar çoktan o binaya girmiş ve merdivenleri çıkmaya başlamışlardı. Birazdan yakalanacaktı. Ve yine, birilerinin onun adına verdiği kararları uygulamak zorunda kalacaktı. Başkalarının elinde oyuncak olmaktansa, ölmeyi tercih etti. Ve kendini boşluğa bıraktı.
  Aynı gece, Ömer'in üzerine de kopkoyu bir karanlıkla çökmüştü. Bütün gün hastalarıyla ilgilenmiş ve ameliyattan ameliyata koşturmuştu. Trafikten kurtulmak için girdiği ara yolda ilerlerken aklından geçen karmakarışık düşünceler, büyük bir gürültü ve sarsıntıyla bölündü. Pat!
  Arabasının üzerine bir şey düşmüştü. İlk anda ne olduğunu anlayamadı ama birkaç saniye sonra ön camına doğru uzanan bir kadın eliyle karşı karşıya kaldı. O el Ömer'e, 'beni tut' diye yalvarıyor gibiydi. O eli tuttuğu anda, artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Ne Ömer için; ne de Gazel için…

  Çok mutsuzum. =( Bitti. =( Pinokyo'nun Rüyası bitti. =( Çok kısa sürdü. Hiç beğenmedim! Biraz daha uzun olmalıydı şöyle 4767696974830 sayfa kadar daha yazılmalıydı. :D Tamam sakinleşiyorum. İyiyim mantıklı yorum yapabilirim. :D



  Selvi Atıcı'nın üçüncü kitabı olan Pinokyo'nun Rüyası kitaplığımdaki en güzel yerini almış bulunuyor. Sırada "Gitme" var ama hala temin edemedim. En kısa sürede elimde olacak inşallah. Kitaptan biraz bahsedecek olursam ki susamayacağım eminim! :D


 Ömer'i Selvi ablanın ilk kitabı olan "Kimliksiz'i" okuyanlar bilir. Deryal'i az kurtarmadı. İlk kitapta kısa bir bölümde ismi geçti Ömer'in. Çok tanımaya fırsatımız olmadı ama o kısacık anda bile bir çok kişinin gönlüne taht kurdu. Onu anlatan kitabın çıkacağını duyunca sevinmeyen kalmamıştır diye düşünüyorum. Bunlardan birisi de kesinlikle benim.

  Okumak için sabırsızlandığım kitabın 3 günde bitmesi de trajedidir. Üstelik vakitsizlikten 3 günde bitti ve okuyamadığım zamanlarda aklım hep Ömer ve Gazel'deydi. İlk gün gece üçe kadar okudum hatta sabahlardım ama eşimi uyandırmaktan tedirgin oldum. İkinci gün, güne kitabı okuyabilmenin verdiği sevinçle başlarken gelen bir telefonla sevinçlerimi ertelemek zorunda kaldım. Misafirim geldi ve sonuç olarak bu sabah kitabı bitirdim. Çok pişmanım! Başka işlerimde çıkaydı ne oldurdu??

  İsyanıma ara verip artık kitaptan bahsetmeliyim sanırım! =) Ömer, çok başarılı bir doktor. Bir gün iş çıkışı yorgunluktan ölüyorken tek amacı evine gitmek ve uyumaktı fakat hiç beklemediği anda aracının üstüne (dikkatinizi çekmek istiyorum baya lüks bir arabaydı) düşen Gazel ile hayatı değişti.

  Genç ve güzel Gazel intihar etmişti ve hayat son oyununu oynamış onu Ömer'in hayatına sokmuştu. Ömer düşmenin etkisiyle ağır yaralanan Gazel'i hemen çalıştığı hastaneye götürür ve ameliyat eder. Bir çok doktorun ve hastane çalışanı Gazel'in yaşamasına ihtimal vermezken Ömer onun yaşayacağını bilir ve mücadeleyi bırakmaz. Aylar süren tedavi sonrasında Gazel uyanır ve ikisi de çok farklı şeyler yaşar.

  Gazel'in intihar etmesinin bir sebebi vardır fakat bunu öğrenmek o kadar da kolay olmaz. Sanırım biraz daha devam edersem tüm konuyu anlatırım. Kısaca Gazel uyandıktan sonra her şey iki genç içinde çok farklı olur. Aşk tohumları büyümeye başlar.

  Şimdi gelelim kitap hakkındaki yorumlarıma. Daha önceki "Kimliksiz" ve "Sen" kitaplarına yaptığım yorumları okumadıysanız isimlerin üzerine tıklayıp okuyabilirsiniz. Önceki yorumlarımda belirttiğim gibi Selvi abla ne yazsa okurum. Şimdiye kadar beni hiç pişman etmedi. Etmeyeceğini de düşünüyorum. Kitap başından sonuna kadar akıcıydı elimden bırakmayı hiç istemedim. Heyecan hiç bitmedi. Kitap durağanlaşmadı. Kitabı okudukça aklıma gelen soruların cevaplarını okudukça aldım. Aklımda tek bir soru işareti kaldı. Deryal'in çocuğu? Neredeydi o? Kitapta hiç yoktu?

  Duygular beni bitirdi. O kadar güzel geçişler vardı ki kitabı 1 saat ara vermeden okuyunca hem gülüp hem ağlıyorsunuz. Katıla katıla güldüğüm yerler de oldu. Gözlerimin dolduğu yerlerde. Bu dönem ekstra duygusalım bunun etkisi de olmuştur mutlaka.

  Kitaptaki isimlerden bahsetmek istiyorum birde. Ben daha çok bizden isimleri seviyorum. Örnek vermem gerekirse, Erva, Ebrar, Mina(bu kızım olarsa koymak istediğim iki isimden birisidir aynı zamanda yani küçümsemek için yazılan isimler değiller.) bu isimler bana sanki daha soğuk geliyor. Adem, Tuba, Esra gibi isimler ise daha içten daha güzel sanki. Selvi ablamda kitaplarında hep bu tarz isimler kullanıyor. Ömer isminin güzelliğine bakar mısınız? Beni en etkileyen şeylerden birisi de bu. Özellikle her kitapta baş kahramanlardan birisinin ismi alışılmadık oluyor ve bu da çok tatlı duruyor bence. Kimliksiz'de Deryal, Sen'de Demir ve Pinokyo'nun Rüyası'nda ise Gazel. Bence mükemmel olmuş.


  Ben yine baya kendimi kaybetmişim yazmışım da yazmışım. Alıntılara geçeyim en iyisi. =) Aşk kitapları okumayı sevenlere şiddetle tavsiyemdir Selvi ablanın tüm kitapları.

KİTAPTAN ALINTILAR

- Gazel umursamazca omuz silktiğinde kızmak yerine güldü Ömer. "Dua et burnun uzamıyor, yoksa seninki aya çıkmıştı" 

- Gazel soğuktan titriyordu. Öfkeli tınıyla "Savaş mı istiyorsun?" diye bağırdı. "Şimdi sana tekme tokat dalacağım."

- "Koşucu deve kuşu?" Genç kız yüzünde muzip bir ifade ile adama döndü. "Cevabı biliyorum; Ömer!"

- "Hiçbir şey için büyük değilsin. Bugün senin günün!"
  "Sen?" Gazel'in sesi alayla doluydu.
  "İşte ben, Bunun için eşek kadar adam mertebesindeyim."

- Ömer'in elleri sızlıyordu. Tutup bedenini tekrar kendine çekmek, orada saklamak... Kes sesini!

- Genç adam fısıldadı. "Ben aptalın tekiyim."
  "Belki biraz... Yine de çok iyisin."
  "Biraz da şapşal..."
  "Belki biraz."

-  "Benim pijamalarım normal olsun lütfen. Senin abidik gubidik pijamaların insanın poposundan düşüyor."
   Şirin, "Allah'ım!" diye araya girdi.
   Adem kaşlarını kaldırarak karısına baktı. "Ne? Gayet naziktim. Popo dedim."

PUANIM: 5/5





















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Lütfen yorumlarımızı Türkçe karakterler kullanarak yapalım.