7 Ocak 2016 Perşembe

KİTAP YORUMU: BENİ AŞKA İNANDIR - NURDAN KELEŞ


Kitap Adı: BENİ AŞKA İNANDIR
Yazar: Nurdan KELEŞ
Tür: Romantik Komedi
Yayıncı: Postiga Yayınları
Sayfa: 592


  O gün yaptığı tek hata; Espresso'yu Cool Lime Refresha ile aldatmaktı. Fakat hiç ummadığı, görmek istemediği kişi de o gün karşısına çıkmıştı. Dışarıdan bakılınca ne kadar şans işi gibi görünse de, bu tam anlamıyla bir fiyaskoydu. Onunla yüz yüze olmak hayatının kıyameti, azap defterinin gün yüzüne çıkmasıydı. Liseden sonra öğrendiği gerçeklere rağmen kalbini yarı aralık bırakmış ve hep darbelere maruz kalmıştı. Kaderin kendisini sürekli lisede Kaya Yelkenci'ye verdiği büyük dersle sınadığından şüpheleniyordu. Tam hayatını yeniden rayına sokmuşken ve mükemmel bir ilişkisi varken, Kaya Yelkenci'yle bir kafede karşılaşmak tüm sinir sistemini çökertmişti ve hazmedemediği gerçeklerle yüzleşmesine sebep olmuştu. Özge'nin tek yapması gereken onu görmezden gelmekti. Ama bu fikir onun yeni patronu olduğunu öğrenmeden önce geçerliydi. Şimdi onun dayısının şirketinde çalışıyorken, adam başına yarı patron olmuşken ve kendinden nefret ediyorken tek düşündüğü şey; espressonun lanetine uğradığıydı.

  Fakat gerçekte olan;

  Özge Güney ayva bahçesine düşmüştü ve oranın en has meyvesini yemeye başlamıştı.



  Özge, başarılı bir mimar olarak çalışmaktadır. İşini, iş yerini, patronunu çok seviyordur. Aşk hayatı sürekli inişli çıkışlıdır. Her seferinde ilişkileri aldığı ağır darbelerle biter. Yine işine gittiği bir gün çok sevdiği patronunun iş için şirketini yeğenine bıraktığını öğrenir. Sizce bu yeğen kimdir? Zavallı Özgeciğimin şansı ne zaman yaver gitti ki bu konuda da şanslı olsun? Biricik patronu Ahmet Beyin yeğeni Özge'nin liseden arkadaşı Kaya'dır. 


   Kaya, çapkınlıkta çığır açmış, yakışıklılıkta manken çatlatan tiplerden. Her girdiği yerde dikkat çeken, kızları kendine hayran bırakan yakışıklılığa sahip. Kim ben mi hayran olmuşum Kaya'ya? Ne münasebet? Sadece birazcık bayıldım o kadar! Hey sizde kitabı okusanız bana hak verirdiniz tamam mı? Okuyunda öyle konuşalım! Neyse tamam konumuza dönüyorum. Kaya lise zamanında çok kızın canını yaktığı için Özge ve arkadaşları intikam almak için Kaya'ya oyun oynarlar. Bu oyunun baş rolü Özge olduğu için Kaya'nın yeni patronu olması ayvayı yediğinin en büyük kanıtıdır.


   Kaya, Özge ile karşılaştığında cümbüş başlar. Kaya, intikam almak için tüm kozlarını kullanır. Özge'nin burnundan fitil fitil getiriyor haliyle. Ancak ikisininde unuttuğu bir şey var. Duyguları! Karşılıklı atışmaları son sürat devam ederken yaşananlar duyguları ortaya çıkarır ve işler karışır.


    Kitap ana hatlarıyla bu şekilde ilerliyor. Yer yer çok eğlendim. Garibim Özge'nin başına gelenler pişmiş tavuğun başına gelmemiştir. Sürekli bir aksilik yaşıyor. Ama bir de tatlı. Olaylara karşı tavırlarını pek bir sevdim. Hatta fazlaca sabırlı diyebilirim. 


    Biraz kalınca bir kitap olunca insan acaba sıkılır mıyım diye tereddüt yaşıyor. Bunu bende yaşadım ama şimdiye kadar hiçbir Postiga Yayınlarının kitabında sıkılmadım. Bu kitapta onlardan birisi. Kalın ama akıcı. Hikaye de bazen durağanlaşma olsa da genel olarak iyiydi. Özellikle babasıyla ilgili olan kısımlar beni çok etkiledi. Yakın zamanda babamı kaybettiğim için fazla duygusallaştım.


   Sevmediğim kısmı ise yazım tarzı idi. Yani "çantama cüzdanımı, rujumu koyuyorum ve evden çıkıyorum" tarzında yazılmıştı ben daha çok "çantama cüzdanımı, rujumu koydum ve evden çıktım" tarzında okumayı seviyorum biraz garipsedim. Şimdiki zaman değil geçmiş zaman daha çekici geliyor bana. Kaya ve Özge çok tatlıydı. Kitabı bitirdikten sonra ertesi gün onların boşluğunu yaşadım. Sanki okumaya devam etmeliydim. Neyse daha fazla uzatmıyorum. Romantik komedi okumak isteyenler için keyifli bir kitap olacaktır. Hele de o Kaya başrol iken!



KİTAP ALINTILARI

- "Hiç de biley Japon baya kızmaz. Bey tatlıyım bir kerey," deyip beni yanağımdan öpüyor. Allah'ım ne olur bana da böyle bir şey ver!

- "Senin için diyorum ben güzel kızım. Bak yemek yapmayı bilmiyorsun, biraz geçimsizlik var, biraz huysuzluk, biraz zıtlık, biraz özgür ruhlusun, biraz..."

- "Bazen ne bir söz gerekir aşka, ne bir bakış, ne dokunuş..."

- "Ben oyun oynamıyorum Japon güzelim. Ben sana olan aşkımı gösteriyorum."

- "Cidden ilahi tarafın bizden daha modern olduğuna inanıyorum! Kapıma gelip “İyi günler Özge Hanım, öbür taraftan bekliyorsunuz!” ya da telefonumun çalması ve “Özge Hanım müsaitseniz, öbür tarafa ışınlıyoruz!” demeleri bence çok anlamlı."

- "Salağım ben salak! Ne bekliyorsun ki, bırak gebersin pislik! Kaç kat çamaşır suyuyla da yıkansa çıkmaz o pisliği... Allah'ın beyinsiz ördeği! Hatta kedisi! Pisi pisi Kaya!!!"


PUANIM: 4/5

















1 yorum:

  1. ben bu kitabı hiç sevmedim üzgünüm, çenenin dibine vurmuş bir karakter resmen başımı ağrıttı : ))

    YanıtlaSil

Lütfen yorumlarımızı Türkçe karakterler kullanarak yapalım.