9 Ocak 2016 Cumartesi

KİTAP YORUMU: FREZYA - LEMARİZ MÜJDE ALBAYRAK



Kitap Adı: FREZYA
Yazar: Lemariz Müjde ALBAYRAK
Tür: Aşk
Yayıncı: Postiga Yayınları
Sayfa: 440


  "Bir varmış bir yokmuş, diye başlardı ya masallar; işte benimki de, olsa olsa hep yokmuş hiç varmıştı. Neyin hayaliydi kurduğum? Neyin cesareti, cüreti? Hiç yokmuş bir hayatın, hüzünlü umut kırıntısıydım ben, onu da kuşlar gagalamıştı..." Kesişen yollar, önyargılar ve tehlikeli planlar arasında doğan, kalbimizdeki en masum aşk; Frezya



  Hacer, belki de Cansu demeliyim ama o benim için hep Hacer olacak. Bu yüzden Hacer diyeceğim ona her seferinde. Şimdi bu deli yine ne diyor diye düşünebilirsiniz. Hemen açıklamasını yapayım. Cansu ve Hacer aynı kişiler. Hacer asıl adı. Fakat yaşadıklarını unutmak için Hacer'i öldürüp Cansu ismini kullanmayı tercih etmiş.


   Hacer, aslında bir dönem bir çok genç kızın hayallerini kurup bataklığa düşmesine sebep olan hataya düşmüştür. Yetimhane de büyümüş, 16 yaşına geldiğinde ünlü bir şarkıcı olma hevesiyle yetimhaneden kaçmış ve bataklığa sürüklenmiştir. Yaşadığı hayatı, aslında yaşayamadığı hayatı boş vermiş, hiç bir umudu kalmamış bir pavyon gülü. Hayallerinin sadece şarkıcı olma kısmı gerçekleşmiştir. O da sadece pavyonda. 16 yaşında düştüğü bir yanlışın bedelini çok ağır ödüyor Hacer.


   Timur, kabadayı görüntüsünün altında yaralı bir yürek. Hacer'i bir iş için pavyondan satın alır. Başta sadece işi için kullanacağı araç iken Hacer, bazı şeyler değişir. Araya duygular girer. İki yaralı kalbin birbiriyle olan dansını seyretmek de bize düşer. Okumak daha doğru olur tabi. :D


   Şimdi gelelim benim isyanıma! Olacak şey değil canım bu. Hayır yani her kitapta aynı şey! İlla her karakter ağır abi olup kendine hayran bırakmak zorunda mı? Hissiz ve Maske kitabında da aynısı oldu. Bir yandan Alexsander, bir yandan Adrian. Şimdi de Timur! Falaz da var tabi. Ne olacak bu okurların sonu! En sonunda vereceğim eşimin eline silah, atacağım omuzlarına ceketi ağır abi gibi davran diyeceğim. Lütfen ama buradan yetkililere sesleniyorum biri artık dur desin.


   İşin şakası bir yana Frezya beni duygudan duyguya götürdü durdu. Yeri geldi gözlerim doldu. Yeri geldi kahkaha attım eşimin delirdin mi bakışlarına maruz kaldım. Bir yazarın kalemi güçlü olursa ne yazsa okunur. Lemariz Müjde de onlardan bir tanesi bence. Yaşadığım o duygu geçişleri çok iyiydi. Özellikle Hacer'in yaşadıklarını aktarmasını sanırım anlatamam okumanız lazım. Yıllarca hor görülmüş, aşağılanmış bir insan kendine ne kadar güvenebilir? Tabi ki de hiç! Hele de kendini kirli ve değersiz hissediyorsa. Timur ile yaşadıkları boyunca kendini hiçbir zaman yaşadıklarına layık bulamaması, duyguları altında ezilmesi inanılmaz etkileyiciydi.


  3 kitapta da yaptığı ve benim en çok sevdiğim kısım ise konu tam durağanlaşacak derken araya attığı bombalardı. Hani bazen akıcı kitapta bile sıkıldığınız anlar olur ya, hah işte tam da sıkılacağım zaman öyle bir bomba patlatıyor ki yazar kitabı bırakıp işinizi yapamıyorsunuz. 3 kitapta da okuduğum zaman ev işlerini aksattığımdan söylüyorum bunu. :D


  En çokta her konunun sonunda verdiği esleri sevdim. O konuşmalar aldı götürdü beni. Duyguların çıplaklığı tamamen oraya yansımıştı.  Hele bazı altını çizdiğim cümleler vardı ki içimi çok acıttı.  Bunları sizinle de paylaşacağım ama özellikle bir tanesi vardı ki beni benden aldı bunu buraya yazmak istiyorum. "İlgisiz ebeveynlerin dikkatini çekebilmek için, her gün okudukları gazeteyi yırtıp; o tek bir tokadı ilgiden sayan çocuklar gibiydim." Yazıma son verirken buradan yazara seslenmek istiyorum. Yeni kitap için çok bekletme lütfen! =)


KİTAP ALINTILARI

- "Bitlenmemek için kısa kesilmiş saçlarımı tek başıma şampuanlamak zorundaydım. Bizimki göz yakmayan cinsten değildi ve civcivleri yoktu! Biz reklamlardaki gibi bıcı bıcı yapmıyorduk Dalin'le. Saçlarımız sabunlu kalırsa kaşıntı yapar diye kontrol edenimiz de yoktu ve biz kaşınırdık."

- " Allah'ım! Rakı içemediğini neden söylemedin!"
  Öksürüklerimin arasında yanan gırtlağımı zorlayarak "Bil..bi..bil...bilmiyordum!"

- "Saçlarım... Buna hakkın yoktu..."
  Benim her şeye hakkım var! Ama... Haklısın, bu kadar dikkat çekici olmamalıydın..."

- "Hayat her zaman adil değil demişlerdi. Ne zaman adil olmuştu ki? Şimdi aşık oluyordum. Hem de hiç aşık olmamam gereken bir adama."

- "Kanlı bir hazan güneşiydi yaşam. Kimi zaman durgun, dingin; kimi zaman da alabildiğine hırçın dalgalarla kaplı bir deniz gibiydi."

- "Anam! Beste benim gibi konuşuyordu! Allah'ım lütfen beni, bu kızın ahlakını bozmakla yargılama, amin!"

- "Her doğum bir umuttu, her ölüm de bir hayal kırıklığı. Yaşam ise başlı başına bir yaraydı, kanayan."

- "Doğarken neden gülmezdi de, ağlardı insan? Ağlamaya mı lanetleniyorduk, bilmediğimiz günahlarımızdan? Yoksa gülmenin kıymetini için, önce ağlamayı mı öğreniyorduk?"

PUANIM: 5/5






















10 yorum:

  1. Kitabı ilk defa gördüm öyle bi anlatmışsın ki hemen alıp okumak istedim :) 3 kitap demişsin seri mi bu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence de okumalısın. =) Hissiz ve Maske kitabı seri. Bu onlardan tamamen bağımsız bir kitap. =)

      Sil
    2. Bu yorum yazar tarafından silindi.

      Sil
    3. Oh iyi bari seriler pek bana göre değil çünkü :)

      Sil
    4. Seri olan Hissiz ve Maske kitapları diğer seriler gibi değil. Hissiz de olan Adrian karakterinin hayatı anlatılıyor Maske kitabında. =)

      Sil
  2. Ağır abi kısmını çok beğendim. Güzel bir yazı.
    http://kitapokurum.blogspot.com.tr/

    YanıtlaSil
  3. çok guzel bir kitaba benziyor okumak isterim

    YanıtlaSil
  4. henüz okumadım ama yazarını çok seviyorum Hissiz ve Maske kitapları çok güzeldi buda mutlaka okunacaklar listesinde olmalı : ))

    YanıtlaSil
  5. Yorum çok merak uyandırıyor.

    YanıtlaSil

Lütfen yorumlarımızı Türkçe karakterler kullanarak yapalım.